Piri Reis’in Uzaya Giden Gemisi…

Sunay AKIN’ın Ay Hırsızı kitabını okuyun tavsiyesiyle başlamak istiyorum, o kadar güzel hikayeler var ki; iki farklı olayın nasıl aynı kaderi paylaştığını okuyunca şaşırıp sürükleniyorsunuz farkında olmadan…

Piri Reis’in Haritasının Şifresi!..

Topkapı Sarayı’nı müzeye dönüştürme çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiği 1929 yılında, Ethem Eldem, Harem Dairesi’ne geçerken, bekçiler ve birkaç işçi yemek yedikleri masaya davet ederler, müze müdürünü. Ethem Eldem, tam teşekkür ederek uzaklaşmaktadır ki, gözü masaya serilen ve üstünde yiyeceklerin bulunduğu beze takılır. Birkaç adım atıp dikkatlice baktığında, gördüklerine inanamaz. Bu bir haritadır!… Şaşkınlık ve kızgınlıkla bağırır: ”Kaldırın derhal yiyecekleri…” İşte, Piri Reis’in ünlü haritası böyle bulunur!

Piri Reis’in Amerika haritası resimler ve ”tahin helvası yağı”yla doludur! Elimizde bulunan, haritanın beşte birlik kısmıdır. Ünlü haritanın beşte dördü kayıptır. Hepimiz görmüşüzdür; bizde geçici olarak kurulan sofralarda, üstünde ekmeğin, peynirin, domatesin, helvanın yenildiği bez ya da kâğıt yemek sonrası atıklarla birlikte bohça yapılarak Okumaya Devam Et

Uzaya Neden Çıkamıyoruz ve Çocuk Eğitimi

Bir önceki yazı çocuk yetiştirmede yapılan hatalar üzerineydi, Burhan’ın bu yazısını okuduğumda aklıma Sunay Akın’ın Ay Hırsızı adlı kitabı geldi. Çocuk eğitiminin önemini ilginç uzay hikayeleriyle iç içe vererek okuyucunun merakını cezbediyor. Okuma tavsiyesini, kitaptan yaptığım alıntıların vereceğine inandığım için kendim dile getirmiyorum.

Önce kitapta geçen bir hikayeyle başlayalım : Ay’a İlk İnsanı Biz Gizledik

Bilime, sanata değer verilmeyen bir ülkenin vatandaşı olan Ali Ateş, çocukluğunda oyuncak uçan dairesine bakarak Ay’a giden ilk Türk  olmanın hayalini kursa da, 2000’li yılların  İstanbul’unda, bir okul servisinin direksiyonu başında sürdürür hayatını. Oysa, babaannesi Ayşe Hanım torununun hayali kırılmasın, düşleri tozlanmasın diye oyuncak uçan daireye kılıf bile dikmiştir. Gökyüzünün derinliklerine doğru yol alan bir oyuncak olduğu için, Ayşe Hanım, kılıfa özellikle mavi renkli  bir kumaş seçmiş, üstüne de yıldız işlemeyi  ihmal etmemiştir.

Ali Ateş’in çocukluğu 1960’lı yıllarda geçiyor, her gece bir evin ışıkları birkaç dakika kapanmaktadır. Odanın tavanına yansıyan ve hareket eden rengarenk ışıklarıyla bir uçan daire vardır odada.  Okumaya Devam Et