Büyük Cesur Adımımız: Şirketimiz!

Uzunca bir aradan sonra uykunun tutmadığı bu gecede sizlerle bir yazı paylaşmak istedim çok değerli KutadguBlog takipçileri. Evet yazı yazmayalı bayağı bir süre oldu zira (burada bahaneler diziliyor) yazıyı yazma amacımdan da anlaşıldığı üzere bir girişim yaptık ve artık bir şirketimiz var . Dolayısıyla yoğun bir meşguliyet içerisindeydik diyerek affınıza sığınıyoruz. Peki ne şirketi kurduk? Ne yapıyoruz?

Tabi ki öncelikle bir işyeri açmanın, bir girişim yapmanın, kendi işinin başındayken para kazanmaya çalışmanın verdiği hissiyat gerçekten de çok ilginçmiş. Ben bunu her yerde “yeni çocuğu olmuş anne” benzetmesi ile tanımlıyorum. Çünkü gerçekten şu an bile yazdığım yazının içeriği bende çok farklı mutluluklar yaşatıyor.

Ne yapıyoruz sorusuna gelecek olursak şirketimiz, Brosoft adında bir yazılım-bilişim şirketi. Piyasanın ihtiyaçlarını belirliyoruz ve bu ihtiyaç ve talepler doğrultusunda programlar ve donanımsal aygıtlar geliştiriyoruz. İş olarak fazla detay vermek istemiyorum çünkü sürekli iş konuşan bir ekip olarak çevremizdekileri rahatsız ettiğimizin farkındayız . Zaten ofisimize ait gerekli medya dosyaları için ayrı bir gönderi hazırlamayı düşünüyoruz. Şimdilik bilgi kısmı bu kadar olsun.

  Piyasaya dair ilk gözlemlerim;

Daha öncesinde yapacağım mesleği seçme hususunda çok kez karar değiştirmiş birisi olarak, bu alınan kararlar silsilesinde yönetici olma dönemi, şu an yaptığımız iş ile en alakalı olabilecek dönem diyebilirim. O dönemlerde yönetim alanında kitaplar okur, gittiğim yerlerde firmaları kişileri inceler, yönetici nasıl olmalıdır diye sorular sorardım kendime. Her şey lafta güzel ya tabi sorsanız bütün firmaların hatalarını buluyorum, hepsinin gelirlerini artırıyorum falan. Kafada tabi. Fakat işler şu an ciddiye binince o zamana dair okuduğum, gözlemlediğim ne varsa tecrübesizliğim ve heyecanım karşısında tuzla buz oldu. Tabi ki ilk dönemlere nazaran daha tecrübeliyiz hepimiz. Fakat yine de piyasanın içinde olmak çok farklı.

Diğer husus ise, mühendislik öğrencileri olarak ne kadar vahim durumda olduğumuzu anladık. Okullardan öğrendiğimiz şeylerin gerçek piyasada ne kadar işe yaramaz olduğunu gördük. İşte burada da genç yaşta girişim yapmanın en büyük meyvesini alıyoruz diyebiliriz; neler bilmediğimizi öğrenerek bunları bir an önce öğrenmeye başlamak.  Dediğim gibi piyasanın içinde olmak çok farklı.

Durağanlıktan sıkılan canlarımız sizin de gözlemleriniz altında kendilerine yeni meşgaleler arıyor gördüğünüz gibi. Hepimizin geleceğe dair çok güzel hayalleri var. Hayallerimiz uğrunda çalıştıktan sonra birazcık da cesaret yardımıyla yapamayacağımız hiçbir şey yok.

Hepimizin bir gün hayallerine ulaşması dileğiyle…(aslında opsiyonel bir dilek)

 

Ziyaret etmek isteyenlere web sayfamız: www.brosofttr.com

Doğadaki Adamlar – Tokat Dağlarında Survivor

Tüm kutadgublog takipçilerine içten sevgilerimizi yolluyoruz ve bir diğer yazımızı sizlerin beğenisine sunuyoruz kardeşlerim. Tatilin son zamanlarına yaklaşırken bize ilaç gibi gelen, adeta duygularımızı yeniden körükleyen bu kamp anımızı sizlerle paylaşacağız.

Sons of ANArchy…

Yaklaşan okul döneminin vermiş olduğu psikolojik baskıdan sıyrılmak isteyişimiz bizi doğaya sürükledi. Beş arkadaş çıktık yollara. Okumaya Devam Et

14.08.2016 SİVDAK ile Sivas Yıldız Dağı Zirve Tırmanışı

Öncelikle bütün değerli kutadgublog takipçilerimize içten sevgilerimi sunuyor ve kalbinize dokunmasını umut ettiğim selamlarımı sunuyorum. Müsaadenizle baştan sona her anı güzel olan pazar aktivitemi sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Abiniz kampa gider” adlı olmazsa olmaz snap. (Giderken çöpü at arka fonu ile)

Cumartesi günü saat 18:00 sularında babamla beraber evden çıkış yaptık. Çantalar hazırlanıp evden çıkıldıktan sonra eniştemi de alıp yıldız dağına doğru yola çıktık.

-Çantamda neler vardı?

Sivas merkezde son zamanlarda gündüzleri epey sıcak geceleri de bir o kadar soğuk olduğundan dağın çok soğuk olacağını düşünüyorduk. Bunun yanı sıra batıda devam eden yoğun yağışlar dağda bize merhaba diyebilirdi. Bu nedenle kışlık mont, yağmurluk, şapka, eldiven hatta kayak gözlüğü bile götürdük. Havanın soğuk olduğunu, montların işe yaradığını söyleyebiliriz fakat eldiven, kayak gözlüğü Okumaya Devam Et

Türkiye’de çocuk yetiştirmede yapılan hatalar

Üzülerek ve şikâyet ederek ülkemizin sahip olduğu cahil insan sayısından aşırı rahatsız olduğum şu günlerde, sorunun ana sebebini bulmak ve çözmek için yapmaya karar verdiğim gözlemimi kısmen de olsa tamamladığımı düşünüp bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim değerli kutadgublog takipçileri.

Kısa süreliğine yaptığım gözlem ve düşünme periyodundan sonra-asıl düşündüğüm konu ülkenin neden geri olduğu-sorunun büyük bir kısmının yetiştirilmede yapılan hatalardan kaynaklı olduğunu saptadım. Yani bu yanlışlarla dolu yetiştirilme tarzından sonra ortaya çıkan insan(!) modeli pek de şaşırtıcı değil esasen. Elbette bu didaktik yazım tüm Türkiye’yi kapsamıyor. Ama oran vermem gerekirse %70’lere varan çoğunlukta bir kesimi kastettiğimi söyleyebilirim. Şimdi dilerseniz çocukların yanlış yetiştirilmesinde rol oynayan ebeveynlerin hataları üzerinde duralım. Okumaya Devam Et