Faruk “Blog” açma fikri ile bana geldiğinde oldukça heyecanlanmış ve yazmak fırsatı bulacak olmaktan dolayı mutlu olmuştum. Neler yapabileceğimize dair fikir alışverişleri, isim üzerine konuşmalar, ekibin şekillenmesi, ekip buluşması (O zamanlar Faruk dışında hepimiz Kayseri’de okuyorduk, Burhan da buraları terk edip gitti. Ekibin buradaki birleştirici gücünü -Burhan- kaybedince bir daha görüşmek mümkün olmadığı gibi olayın heyecanı da azalarak bitti.) vs. derken sonunda ulaştığımız nokta burasıydı. Büyük umutlar ile başlayan “Blog”, hayatımın birçok tarafında olduğu gibi yine yarım kalmak akıbetine uğradı. Heyecanımı kaybetmiş olmaktan dolayı uzunca bir süre buralara da uğramadım. İlk yazım üzerine oldukça kafa yormuş ve -yine- hiçbir şey yapmadan sessizce bir şeylerin şekillenmesini beklemiştim. Sonunda olayın böyle gitmeyeceğini anlamış bulunuyorum. Başlamak için çarpıcı bir konu bulmaktan vazgeçtim ve bu olayın bir parçası olmaya karar verdim. Bundan böyle buralarda olmak için, hayatın her alanında beni saran tembellikten kurtulmak için; ama en önemlisi böylesi bir girişimin ölü doğum olarak kalmaması için bir şeyleri değiştirmek gerektiğini hissederek ilk yazımı paylaşmak istiyorum. İnternetin derinliklerinde yerini alacak olan bu yazıya ulaşacak birilerinin olacağını umarak başlıyorum. Okumaya Devam Et
Yıl: 2017
Sosyal(!) Medya ve Mahremiyet
Facebook, WhatsApp, Instagram, (…) kullanıyorsanız bu yazıyı okumanız gerektiğini düşünüyorum -tabi ki önce bu yazı, daha sonra araştıracağınız diğer yazılar-. Bu yazı özgürlük, mahremiyet ve sosyal medya ilişkisi üzerine derlenmiş birkaç yazıdan oluşacak. Masum görünen sosyal(!) medya uygulamaları/siteleri bizi nasıl izliyor, nasıl pazarlıyor bunu birlikte inceleyeceğiz. Okumaya vakti olmayanları düşünerek genel bir giriş paragrafı yazmaya karar verdim, giriş paragrafından sonra detayları içeren paragraflar ve sonuç olarak tavsiyeler paragrafı olacak; vakti olmayanlar sadece giriş ve sonuç paragraflarını konuyu daha sonra araştırmak üzere şimdilik fikir olsun amacıyla okuyabilirler.
Sosyal(!) Medyayının Mahremiyetimize Saygısı Ne?
Bu sitelerin/uygulamarın gelirlerini hiç incelediniz mi? Facebook gelirlerini araştırırken şöyle bir başlığa denk geldim: Facebook’taki her hesap Zuckerberg’e 9 dolar kazandırdı! Biz ücretsiz üye oluyoruz, ödeme de yapmıyoruz, nasıl para kazanıyor bu sosyal medya? Öyle değil mi? Başlığa bakın her hesap için gelir elde ediliyor. Her yeni üyeliğin tek ortak noktası: Okumadan işaretlenen “Okudum, kabul ediyorum.” seçeneği. Okumadan kabul ettiğimiz o uzun sözleşmede, kişisel verilerimizin işleneceği, cihazlarımızın izleneceği ve ayrıca bu toplanan verilerin ortaklarla paylaşılabileceği yazıyor. “Benim saklayacak bir şeyim yok, ne alıyorlarsa alsınlar.” derken bir daha düşünün: Bizden aldıkları ne varsa, onları en zenginler listesine çıkardı. Siz bile değerinizin farkında değilsiniz, onların farkında olduğu kadar… Evliliğiniz, ilişkileriniz, yıl dönümleriniz, etnik kökeniniz, konumunuz, takip ettiğiniz diziler/filmler/oyunlar, kredi kartı kullanımınız, kullandığınız makyaj malzemeleri, para harcadığınız tüm ürünler, aracınızın markası ve modeli ve daha birçok ciddi bilginizi “Okudum ve kabul ediyorum” diyerek birçok firmayla paylaştınız! Okumaya Devam Et